top of page

13. Uyarılma ve tepkisellikte değişimler

Burada sıralanacak tepkiler, travmatik olay anında yaşanan bedensel duyumlarla ilgili tepkilerdir. Yüksek uyarılma tepkilerinin bir kısmı travmatik olayı istem dışı yeniden deneyimleme sırasında da meydana gelebilmektedir. Ortaya çıkan bedensel tepkiler, travma anında bizi korumak için hayati öneme sahiptir. Ancak travmatik olay sona erdikten sonra bu uyarılmaların sürmesi bizim normal yaşantımıza devam etmemizi zorlaştırmaktadır. Aşırı uyarılmayla ilişkili olan tepkileri inceleyecek olursak;

Asabi ve agresif davranışlar

Sinirlilik hali ve kolay öfkelenme durumu travma mağduru bireylerin en fazla yaşadığı yüksek uyarılma türüdür. Çoğunlukla öfkelenmeniz için bir gerekçe bulunmamasına rağmen ani öfke patlamaları yaşıyor olabilirsiniz. Ya da basit bir olay olmasına rağmen kendinizi karşınızdakine bağırma, eşyaları kırıp dökme, küfürlü konuşma gibi davranışlar sergilerken bulabilirsiniz. Kendinizi aniden bir tartışma veya kavganın içinde görebilirsiniz. Birilerinin sizi tetiklediğini, sabrınızı zorladığını hissedebilirsiniz.

Öfke konusunda hassas olmanız biraz da tehlikelere karşı vücudun kendini tetikte tutma çabasıyla ilintilidir. Vücut, travmadaki gibi bir tehlike sezerse hemen saldırıya geçebilmek için öfke ile kendini diri tutmaya çalışabilir. Ancak ortada tehlike bulunmaması dikkate değer bir sorun oluşturmaktadır. Ayrıca ortaya çıkan bu öfke masum birine, yaşanılan problem gereği haklı olan birine yönelebilmektedir. Öfke size genel olarak yarar sağlamaktan ziyade stres düzeyini artırma, sürekli gergin hissetme, bedenin birçok bölgesinin kasılması, ikili ilişkilerin bozulması gibi birçok alanda zarar verebilir.

Kendine zarar verici ve umursamaz davranışlar

Travmatik olay sonrasında kişiye zarar verme ihtimali yüksek başa çıkma stratejileri de tercih edilebilmektedir. Örneğin alkol kullanma, sigara kullanımı, madde kullanımı, kumar oynama, yüksek hayati risk barındıran davranışlar (aşırı hızlı ve korumasız motorlu taşıt kullanımı, vb.), sürekli yemek yeme gibi davranışlar sergilenebilmektedir. Kasıtlı olarak kendine zarar vermenin kaygı, üzüntü, utanç, öfke gibi olumsuz duygulardan kaçma/kaçınma işlevi gördüğü veya olumsuz duyguları ifade etmenin bir diğer yolu olduğu bilinmektedir. Bu davranışlar gerçekleştirildiği anda (örneğin alkol veya sigara kullanımında, sürekli yiyecek bir şeyler atıştırıldığında) stres seviyesinde kısmi düşüşler ortaya çıksa da bu rahatlama ve stres düşüşünün kısa süreli olduğu bilinmeli ve bu gibi davranışların uzun vadedeki zararları göz ardı edilmemelidir. Önceki kısımda bahsedilen musluk örneğinde olduğu gibi, parmağınızla damlayıp duran bir musluğu tıkamanız kısa süreli bir çözüm sunmaktadır. Tıpkı parmağınızı musluktan çektiğinizde daha fazla su miktarı ile uğraşmak durumunda kalmanız gibi, stresiniz üzerinde çalışmayıp kendinize zarar verici yollara başvurduktan sonra stres seviyesinde artma, suçluluk, pişmanlık ve kendinize öfke duyma gibi daha olumsuz duygularla baş etmek zorunda kalabilirsiniz. Travmatik olayın etkisinden kurtulmak için aşırı adrenalin içerikli aktiviteler, yoğun egzersizler, sürekli iş ile meşgul olma gibi çabalar içine de girebilirsiniz. Bunların geri dönüşü ise travmayla ilgili zihnin halledemediği sorunlar, yorgunluk, halsizlik, bitkinlik ve depresif duygu durumudur. Bu noktada anlatılmak istenen spor yapmaktan, dikkat dağıtıcı aktivitelerden uzak durmanız gerektiği değildir. Ancak, zamanınızın ve enerjinizin çoğunu aşırı egzersiz, iş meşguliyeti gibi aktivitelere ayırarak travma kaynaklı problemlerden kaçınmaya çalıştığınıza dikkat etmeniz gerekmektedir.

Sürekli tetikte olma

Travma sonrasında beden, aynı olayı tekrar yaşama endişesiyle etrafta sürekli tehlike arama ve tetikte olma halinde olabilir. Travmayla ilintili ya da ilintisiz en küçük bir şey bile, bedenimizi tetikleyebilir ve yaşadığımız travmayı tekrar yaşıyor hissi uyandırabilir (örneğin kapının aniden çarpılmasını bomba sesi olarak algılamak gibi). Ortaya çıkan tepkiler dışarıdan bakıldığında abartılı ve mantıksız görünebilir. Ancak travmanın etkisinden dolayı bu tepki, duygu ve düşünceler yoğundur ve kontrol edilmesi zordur. Van der Kolk’un beden kayıt tutar kitabında aktardığı duman dedektörü örneğindeki gibi; beynimizde amigdala denen bölüm dışarıdan gelen bilgileri işleyerek hayatta kalmamızla ilgili bir sorun olup olmadığına karar verir. Amigdala, tehlike algıladığında kalp atış hızımızda, kan basıncımızda, nefes alışverişimizde, kortizol ve adrenalin hormon seviyelerimizde artış başlar. Bu süreçte amigdalayı duman dedektörüne benzetebiliriz. Peki burnumuza duman kokusu geldiğinde bu koku evin yanıyor olduğunu mu gösterir? Yoksa bu, yüksek ateşte pişen etten kaynaklanan bir koku da olabilir mi? Bu süreçte amigdala bunun değerlendirmesini yapamaz. Görevi hayatta kalma konusunda sorun olup olmadığını belirlemek olan amigdala, bu ayrımı yapmaktan ziyade ani ve hızlı tepki vererek hayatta kalmaya çalışır. Hemfikir olduğumuz nokta, hepimiz etkili bir duman dedektörüne sahip olmayı isteriz. Çünkü kötü bir yangının içerisinde rehin kalmayı istemeyiz. Fakat her gelen kokuyu duman kokusu olarak algılarsak ya da her an yangın çıkacakmış gibi tetikte olursak bu bizi ruhsal ve fiziksel olarak aşırı derecede yıpratır. Travma mağdurlarının en fazla zorlandıkları durumlardan biri, bedenin ve zihnin sadece geçmişte karşılaşılan güçlükle uğraşması değil, gelecekte de benzer talihsiz bir durumla karşılaşma korkusuyla günlük yaşam deneyimlerinin kalitesinde de düşüşler meydana gelmesidir. Travma mağdurlarının hayatında travmatik anın sürekli baskın olmasının ve hep “o an”ın esiri olmalarının nedenlerinden biri de içerisinde bulunulan zamanın yani şimdiki zamanın tam olarak yaşanılamamasıdır.  

Abartılı irkilme tepkileri

Etrafınızdaki en ufak değişimlere karşı aşırı hassas olabilir ve yaşadığınız travmatik andan önceki döneme göre daha ürkek ve hassas birine dönüştüğünüzü düşünüyor olabilirsiniz. Duman dedektörünüzün her kokuyu evde yangın çıkmış gibi kodlamasından dolayı, birinin sizin omuzunuza dokunmasından, hızlı bir kapı çarpma sesinden, karşıdan gelen kişiyi sadece sakalından dolayı size tacizde bulunan kişiye benzeterek çabucak irkilebilirsiniz. Ancak bu irkilme halinize her zaman bir anlam veremeyebilirsiniz. İrkilme tepkileriniz size kontrolünüzü kaybettiriyor duygusu yaşatarak neden böyle davrandığınızı tam olarak anlamanızı güçleştirebilir. Ancak bu irkilme tepkileri de duman dedektörünün sizi tetikte tutması gibi, hayatta kalmak için vücudun gösterdiği yoğun çabasının bir sonucudur.

Travmatik olayla ilintili olarak bedeninizin verdiği tepkiler sadece irkilme tepkileri değildir. Bedenimiz birçok farklı tepki verebilmektedir. Bedensel tepkiler aynı travmatik olayı yaşayan bir kişiden diğerine bile farklılık gösterebilmektedir. Hızlı nefes alıp verebilir, kalbiniz çok hızlı çarpabilir, mideniz bulanabilir, ishal olabilir, üşüme, titreme, terleme belirtileri gösterebilirsiniz. Travmatik olay esnasında darbe aldığınız ya da yaralandığınız kısımlar iyileşse bile yine de o bölgede ağrı hissedebilirsiniz.

Konsantrasyon zorlukları

Yaptığınız işlere travma öncesinde olduğu gibi odaklanamadığınızı fark edebilirsiniz. Dikkatinizin çok kolay dağıldığını düşünebilirsiniz. Odaklanmanız gereken şeylere dikkatinizi veremediğinizi, kitap, dergi, vb. okumaya çalışırken birkaç cümle sonra dikkatinizin dağıldığını görebilirsiniz. Travmatik olay sonrasında unutkanlığınızın arttığını, söylenenlerin çabucak zihninizden çıktığını fark edebilirsiniz. Çünkü, zihnininiz travmatik olay ile o kadar meşguldür ki günlük işlere ayırmak için yeterli dikkat bakiyeniz bulunmamaktadır. Dikkatinizi bir işe vermekte zorlandığınız için ayrıca, kısa ve/veya uzun süreli hedefler belirlemekte, alternatif çözümler üretmekte, ikilemde kalınan durumlarda karar vermekte de zorlanabilirsiniz.

Uyku problemleri

Travma öncesi döneme göre çok fazla ya da çok az uyumaya başlamış olabilirsiniz. Yatağa girdikten sonra uykuya dalmakta zorlanabilir, bir türlü uyuyamamaktan şikayetçi olabilirsiniz. Geceleri uykuya dalmakta zorlandığınız gibi, sabahları uyanmakta da güçlük çekebilirsiniz. Travmatik olay deneyimleyen bireylerin yaşadığı uyku sorunları nadir değildir. Aksine travmatik olay yaşan bireylerin % 70 ile % 91’i uykuya dalma ve sürdürme konusunda sıkıntı çekmektedir. Uyku esnasında kötü rüyalar görebilirsiniz. Ancak gördüğünüz bu kötü rüyalar daima travmatik olayla ilgili olmak zorunda değildir. Uykuda meydana gelen bu değişimler de yine, aşırı adrenalin salgılaması nedeniyle bedeninizin sizi sürekli tetikte tutma çabasıyla ilintilidir. Uykuya dalmanız için kalp atış hızınızın, nefes alışverişinizin, yani birçok bedensel işleyişin yavaşlaması ve bedenin gevşemesi gerekir. Ancak zihin sürekli hayatta kalma ile uğraştığında, vücut sürekli tetikte olma hali nedeniyle bunu başaramaz. Bu sürekli uyarılma hali, bizim uykuya dalmamızı ve uykuyu sürdürmemizi baltalar.

Daha iyi uyku için belirtiler modülünde verilen uyku hijyeni maddelerini uygulayabilirsiniz.

Cinsel sorunlar

Yaşanılan travmatik olay sonrasında cinsel istekte azalma, erken boşalma, sertleşme bozukluğu gibi cinsel işlev bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. Bunun birkaç farklı nedeni bulunmaktadır. Örneğin taciz ya da tecavüz içerikli bir travmatik olay deneyimlemiş ise travma mağduru kişi, partneri ile cinsel ilişkiye başlarken rahatlık, heyecan gibi hisler yerine kaygı, endişe, gerginlik hissedebilir. Bu durum da kişinin cinselliğe olan ilgisini azaltabilir.

Travma mağduru bireylerde cinsel ilişkiyi sekteye uğratan faktörler olarak genel tetikte olma, yüksek uyarılmışlık, yoğun kaygı hali ön plana çıkmaktadır. Partnerinizle cinsel ilişkiyi başlatırken ya da sürdürürken travmatik deneyiminizden dolayı yaşadığınız gerginliği azaltamayabilir, kaygılı hissedebilir, gevşemekte ya da kontrolü bırakmakta zorluklar yaşayabilirsiniz. Cinsel ilişkiye başlarken ya da sürdürürken pelvik bölgenizde ağrı/acı duyumları hissedebilirsiniz.

Travmatik olaydan önce gayet yolunda giden cinsel yaşamınızda travmatik olay sonrasında sıkıntılar baş gösterdiğinde, partnerinizle ilişkinizde de sorunlar yaşayabilir, onun sizi suçlamaya başlaması ya da kendisini suçlu hissetmesi gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz.

bottom of page